Pazartesi, Ekim 02, 2006

Çikolataya yolculuk


Aslına bakarsanız Zutphen'e bir dergide gördüğüm reklam sebebiyle gittik. "Çikolata Festvali" öyle anlatılmıştı ki mutlaka görmem lazım deyip, ajandaya kaydettim. Fakat beklentilerim ya da kafamda canlandırdığım bir festival ile karşılaşmadım doğrusu. Daha canlı daha yoğun katılım beklemiştim. Truffels, bonbon, pasta kaplama, süsleme aklınıza ne geliyorsa sergilenecekti. Ben bir şeyler öğreneceğimi umdum. Fakat kalabalıktan tezgahlara yaklaşılmadığı gibi pek öğretici de değildi. Hayal kırıklığı yaşadım.

Çilolatadan yapılmış tablo.

Çikolatadan heykel yapılırken. Nasıl bir heykel yaptılar bilmiyoruz. Çünkü sonucu beklemeden şehri dolaşmaya çıktık.
Çikolatadan tablo yapımı.




Çikolatadan gül yapımı. Bu güller yenmiyor malesef. Hamurunda (çikolatada) yumuşak ve esnekliği sağlayan yapışkan bir madde varmış.


Bu da böyle bir güzellik.

Çarşamba, Eylül 27, 2006

Zutphen






17 ağustos pazar günü kaldığımız yerden iki saat uzaklıkta olan Zutphen şehrini gezmeye gittik. Trende " Hollanda'nın tüm şehirlerinin neredeyse birbirlerinin tıpkısının aynı olduğunu" konuştuk. Gerçekten tüm Hollandayı tek bir mimar mı inşa etmiş acaba! Eski yapılar birbirinin aynı. Yeni binalar da öyle. Başka bir şehire gittiğiniz zaman: "aaa bu sokağın aynısını bir yerde görmüştüüüm!" deme şansınız çok yüksek. Oysa (Hollandalı arkadaşlar duymasın, yine mi Türkiye derler. Zira her laf açıldığında benim ülkemin havası, suyu diye bir başlıyorum... bozuluyorlar) bizim ülkemizin her şehri destansı bir güzellik içindedir.
Gözünüzü kapatıp sizi bir yerlere götürüp bıraksalar, hangi şehirde olduğunuzu tahmin etmek zor olmaz. Yurdumun heybetli dağları bile birbirinden ayrı güzellikte bakar, selam verir gelene geçene. Erciyes'in kıvrımlarındaki birikmiş karlar hep aynı beyazlıkla, parlaklıkla ben buradayım ben Erciyesim der uzaktan. Afyon karayolu üzerindeki dağlar sanki yol boyunca hikaye, destan yazıyor gibidirler. Ilık ılık esen rüzgar zevkine doyamadığımız güneşte altın sarısına dönmüş otların kokusu ile buluşturur bizi. Ya toprak kokusu! değişilir mi nem, yosun kokusuna!
Daha neler neler! Anlatmakla bitmez ülkemin yeşilini, mavisini. Karadeniz'i ayrı kükrer Akdeniz'i ayrı şahlanır. Yeşilin binbir tonu, mavinin en can alıcısı benim ülkemdedir.